USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
GÜNDEM

Hakan Fidan: Türkiye, Gazze'de elini taşın altına koymaya hazır

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Türkiye, Gazze'de elini taşın altına koymaya hazırdır ve asker gönderme de dahil olmak üzere her türlü konuda üzerine düşeni büyük bir sorumluluk duygusu ile yapacaktır" ifadesini kullandı.

Hakan Fidan: Türkiye, Gazze'de elini taşın altına koymaya hazır
16-11-2025 16:21

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye asker gönderme konusunda Türkiye'nin pozisyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

A Haber canlı yayınında konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Fidan, şunları söyledi:

Başkomutanımız Cumhurbaşkanımız, orduların nihayetinde hareket emrini verecek makam. Buradaki oluşan irade, gerekli şartların oluşması durumunda, Türkiye, Gazze'de elini taşın altına koymaya hazırdır ve asker gönderme de dahil olmak üzere her türlü konuda üzerine düşeni büyük bir sorumluluk duygusu ile yapacaktır. Bu bizim uluslararası topluma, bu konuda verdiğimiz en net mesaj. Bunu ortaklarımıza da söylüyoruz, dostlarımıza da söylüyoruz, ilgili aktörlere de söylüyoruz.

Fidan, "Şimdi yalnız burada şöyle bir süreç devam ediyor. Onu yakından takip ediyordur ilgili arkadaşlarımız. Şu anda üzerinde tartışılan, konuşulan bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karar taslağı var. Bu taslak değişiyor, evriliyor, tartışılıyor. Sözünü ettiğiniz istikrar gücü, esas itibarıyla Trump Barış Planı'nda yer almakta olan iki kurumdan biri. Bunun hayata geçerken hangi net yetkilere sahip olacağı ve işleyişi nasıl olacağı konusuna ilişkin bir uluslararası hukuk metni teşkil edecek bir karar taslağı üzerinde tartışılıyor." şeklinde konuştu.

GAZZE'DE ATEŞKES SÜRECİ

Fidan, Gazze'de Barış Komisyonu ve Uluslararası İstikrar Gücü'nün hayata geçeceğini, buna yönelik tartışmaların devam ettiğini, Amerika'nın bu konuda yaptığı çalışmaların olduğunu ve Türkiye ile istişare içerisinde olduklarını, taslakların sürekli olarak evrildiğini söyledi.

"İstikrar gücüyle ilgili erken çalışmalar başlatılmış durumda. Amerikalıların koordine ettiği ve İsrail'le birlikte kurduğu bir Sivil-Askeri İşbirliği Merkezi var" diyen Fidan, Amerikalıların Trump üzerinden barış anlaşmasına sahip çıktıkları için sürecin önüne çıkan engellerin çözülmesi amacıyla bir mekanizma geliştirdiklerini ve bunun sahiplenme açısından önemli bir adım olduğunu vurguladı.

Fidan, barış anlaşmasını ilerletme konusunda koordinasyonu sağlayacak mekanizmaları hayata geçirme iradelerinin sürdüğünü, bu kapsamda askeri makamlar arasında yakın diyaloğun devam ettiğini dile getirdi.

GAZZE'DE GARANTÖRLÜK

Şarm el-Şeyh'te ateşkesin hayata geçmesi için yapılan müzakerelerde rol aldıklarını aktaran Fidan, "Mısır, Katar ve Türkiye. Herkes üzerine düşen rolü oynayarak bu ateşkesi hayata geçirmeyi mümkün kıldı. Şimdi bu dört ülkenin imza attığı oradaki deklarasyonda aslında bir garantörlükten ziyade, yani biz bunun sağlayıcıları olarak bu türden bir niyetin arkasında durmaya devam edeceğiz ve bu ateşkes anlaşması bizim desteklediğimiz, desteklemeye de devam edeceğimiz bir anlaşma. Klasik manada bir garantörlük vermiyor bu." ifadelerini kullandı.

Fidan, Gazze'ye yönelik insani yardımlar için bir İnsani Yardımlar Koordinatörü atadıklarını hatırlatarak, bu konuda yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyledi.

"Türkiye'nin kesintisiz bir insani yardımı var" diyen Fidan, İsrail tarafından söz verildiği miktarda insani yardımın Gazze'ye giremediğini dile getirdi.

Fidan, Gazze'nin gündelik yönetilmesini sağlayacak apolitik bir komitenin kurulmasının söz konusu olduğunu belirterek Hamas'ın, Gazze'nin yönetimini bu Filistinli komiteye devretmeye hazır olduğunu deklare ettiğini aktardı.

Batı'da Hamas'ın silahsızlandırılmasının çok gündemde olduğunu, konuşulduğunu vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:

Biz kim olursa olsun faile değil fiile bakıyoruz. Yani zulmü kim işlerse işlesin biz kınıyoruz. Olay Filistin'in savunmasına geldi mi direnişe geldi mi, işgal devam ettiği sürece, zulüm devam ettiği sürece buna mukabil bir silahlı direniş olacak. Bu Hamas olmazsa başkası, başkası olmazsa başkası. Bu işgale karşı koymanın doğasında olan bir şey. Her Filistinli üzerine düşen şeyi yapacaktır. Bunu Batılılar da biliyor herkes biliyor. Bizim burada söylediğimiz şey şu; olayı Hamas'ın silahsızlanması üzerinden başlatmak değil, işgali sona erdirici, zulmü hafifletici ve yok edici bir mekanizmanın ortaya konulması. Bu mantığın iyi anlatılması gerekiyor. Hamas'ın sanki DEAŞ gibi bir terör örgütü olarak nitelendirilmesi sonucunda ortaya çıkan bir tepkisellik var. Bu tepkiselliği politikaya dönüştürme hamleleri var. Bizim de tabii bu retoriği, yapı çözümüne tabi tutmamız gerekiyor. Yani retoriği çözümleyip tekrar oluşturmamız gerekiyor. Aslında diplomaside en fazla yapmaya çalıştığımız şey de bu. Oluşmuş yanlış algıları ilk önce çözümleyip, bozup, sonra yenisini oturtturma meselesi. Burada da ben yani bu mekanizmaların anlatıldığı zaman buna 'ya bu böyle değil' diyen adam da duymadım. İsrail'in işgalini yok edecek, iki devletli çözümü mümkün kılacak bir yol haritasının da Filistinlilere verilmesi gerekiyor. Yani bu insanlar silahı ben seviyorum diye ellerine silah alan insanlar değil. Hatayı kim yaparsa, sivilleri kim öldürürse biz faile bakmıyoruz, fiile bakıyoruz. Batılılar gibi değil. Batılılar seçiciler o konuda. Fiile bakmıyorlar, faile bakıyorlar.


Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER