
Gazze, yıllardır süren işgal, kuşatma ve sistematik soykırımın pençesinde tarifsiz acılar yaşıyor.
İsrail'in saldırıları, açlık ve susuzluk bölgeyi bir insanlık felaketine sürüklerken, en ağır bedeli masum çocuklar ödüyor.
EN BÜYÜK ZARARI MASUM ÇOCUKLAR GÖRÜYOR
Evlerini, ailelerini ve gelecek umutlarını kaybeden bu çocuklar, gözyaşları ve çığlıklarıyla dünyaya seslerini duyurmaya çalışıyor.
Onların yürek yakan mektubu, Gazze'deki soykırımın en acı yüzünü gözler önüne seriyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A SESLENDİLER
Gazze'nin masum çocukları, yaşadıkları tarifsiz acılar ve zulüm karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup yazdı.
Bu mektup, sadece bir yardım çığlığı değil, aynı zamanda insanlığın vicdanına seslenen umut dolu bir haykırış oldu.
"BU SADECE BİR MEKTUP DEĞİL, YARDIM ÇIĞLIĞIDIR"
Mektuplarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Biz kendimizi sizin evladınız, torununuz olarak görüyoruz." ifadeleriyle seslenen çocuklar, "Umudumuz Allah'tan sonra sizdedir." diyerek, yardım beklentilerini yinelediler.
Çocukların mektubunda ayrıca şu sözler yer aldı:
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, biz Gazze'nin çocukları olarak size bu mektubu yazıyoruz. Bu mektup sadece satırlardan ibaret değil, göğe ulaşan çığlıklarımızın ve acılarımızın sesidir.
Bu sadece bir mektup değil, her şehit çocuk, ailesini kaybetmiş her yetim, yarasını saracak kimse bulamayan her yaralı, evladını yitirmiş her anne ve evini, ailesini kaybetmiş herkes adına sana ulaştırdığımız bir yardım çığlığı ve son çağrıdır. Bu, uluslararası sessizlik çağında işlenen sistematik bir soykırım altından çıkan bir çağrıdır.
"BU TARİHTE EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR FELAKETTİR"
Sayın Cumhurbaşkanım, son iki yıldır Netanyahu, işgalci devleti ve Nazi ordusu tarafından, Gazze'de insanlara, taşlara, ağaçlara karşı sistematik bir soykırıma maruz kalıyoruz.
Bu, tarihin gördüğü en acımasız, en kapsamlı soykırımlardan biridir; sadece çağımızda değil, tüm tarihte eşi benzeri görülmemiş bir felakettir. Bu soykırım sadece bizi öldürmekle kalmıyor; varlığımızı silmeyi, kimliğimizi yok etmeyi ve doğduğumuz topraklardan söküp atmayı amaçlıyor.
"BU ZULMÜN DEVAM ETMESİNE İZİN VERMEYİN"
Sayın Cumhurbaşkanım, biz savaş meydanlarında ölmüyoruz. Biz ekmek kuyruklarında, fırınların önünde, enkaz altında, annelerimizin kucağında ölüyoruz.
Acımasız bombardımanlarda, boğucu kuşatmalarda, bedenlerimizi kemiren açlık ve susuzlukta ölüyoruz. Biz kendimizi sizin evladınız, torununuz olarak görüyoruz. Bu zulmün devam etmesine, düşmanın bu suçları işlemeye devam etmesine izin vermeyin.
"TÜRKİYE'DE DARBE GİRİŞİMİ OLDUĞUNDA GAZZE O GECE UYUMADI"
Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye'de darbe girişimi olduğunda Gazze o gece uyumadı. Sabah kadar sokaklardaydık, anneler ve camiler o darbe girişiminin başarısız olması için dua etti.
Son seçimleri kazandığınızda Gazze'de şeker dağıttık, halk secdeye kapandı ve Allah'a şükretti. Kuşatma ve işgale rağmen size ve sevgili halkınıza her zaman sadık kaldık.
"BU ZULMÜ DURDURMALISINIZ"
Sayın Cumhurbaşkanım, siz İslam dünyasının bir sembolüsünüz. Milyonlarca Müslüman sizin sözlerinize ve eylemlerinize umutla bakıyor. Artık güçlü bir söz gerekmektedir. Bu zulmü durdurmalısınız.
Bu soykırımı durdurabilecek güç sizde. Lütfen bizi ölümden ve açlıktan kurtarın. Kalplerimiz, Türkiye'deki kardeşlerimizin kalpleriyle birlikte atıyor. Umudumuz Allah'tan sonra sizdedir. Lütfen bizi yalnız bırakmayın.
Editor : Mücahit Güngördü